top of page
  • Berke Kabasakal

MAALESEF “OYUNUN KURALLARI” BÖYLE ANDRE…


Fransız usta yönetmen Jean Renoir’in 21’inci filmi olan 1939 yapımı Rules of the Game, Türkçe ismiyle Oyunun Kuralları, Fransız burjuvazisi ve toplumunun çarpık yönlerini hem teatral hem gerçekçi bir şekilde ele alıyor. Film, Venedik Film Festivali’nde 1947, 1956 ve 1959 olmak üzere üç kez; Berlin Film Festival’inde ise 1989 yılında gösterildi. Jean Renoir’in kendisinin de bir karaktere (Octave) can verdiği filmin oyuncu kadrosunda ise dönemin ünlü oyuncularından Nora Gregor (Christine), Roland Toutain (Andre) ve Marcel Dalio (Robert) gibi isimler yer alıyor.

Yapım yılı itibarı ile İkinci Dünya Savaşı’nın başladığı, Avrupa için çalkantılı olan bir dönemde çekilen filmin odak noktasında Avusturya’dan Fransa’ya göç eden Christine ve eşi Robert’in evlilik dışı ilişkileri yer alıyor. Filmin açılış sahnesinde Atlantik Okyanusu’nu uçak ile geçme rekorunu egale eden Christine’in aşığı olan pilot Andre Jurieux’u kameralara röportaj verirken görüyoruz. Fakat röportajda başarısının anlam ve önemi gibi o an ile alakalı olan konulardan bahsetmek yerine Christine’in neden onu karşılamaya gelmediğinden bahsetmesi ile filmin geri kalanında hakim olacak tonu ve vurgulanan karakter motivasyonlarını belirlemiş oluyor. Daha sonrasında Andre’nin bu uçuşu herhangi bir rekor için değil de Christine’e olan aşkı yüzünden gerçekleştirdiğini öğrendiğinizde ise filmin şiirsel tarafı yüzünüze çarpıyor. Gerçek dünya için fazlaca romantik olan uğraşlar filmdeki karakterler tarafından uçuk bulunmuyor.




Christine, Christine’in babası ve aynı zamanda Andre’nin de ortak arkadaşı olan Octave senaryoda merkezi bir role sahip. Octave, Andre’nin Christine’e olan aşkının farkındadır ve iki tarafa da iyiliği dokunmasını istediğinden bu ikilinin birlikte olması için elinden geleni yapar. Christine ise Andre’nin hislerinin farkında iken kendi hislerinden tam olarak emin değildir. Aynı zamanda eşi Robert’in de Geneive adında hoşlandığı bir metresi vardır. Böyle bir çapraz ilişkiler ağında herkes birbirinin ne yaptığından aşağı yukarı haberdardır fakat biraz filmin tiyatrovariliğinden biraz da yönetmenin muhtemel bir burjuva eleştirisi olarak bilinçli tercihlerinden dolayı kimse çok ses çıkarmamaktadır. Bu ilişkiler filmin içinde gerçek bir çatışmaya döndüğünde Andre’nin arkadaşı olarak gördüğümüz Octave’ın, Robert ve Robert’in evindeki diğer kişileri kullanıp bir plan hazırlayarak Andre’yi vurdurtuğuna ve böylece bu sorunu çözdüğüne şahit oluruz


.


Döneminin göreceli olarak en iyi oyunculuklarından birini barındıran filmde göze çarpan bir diğer özellik de karakterlerin karmaşıklığı. İlk bakışta tiyatro karakterleri gibi tek boyutlu ve tiplemevari bir şekilde hareket eden karakterlerin kendi motivasyonlarından ve kararlarında siyah ve beyaz gibi netliklerden ziyade gri konumlarda bulunması filmin gerçekçi boyutunu oluşturuyor. Gerçekçilik derken gerçek hayatla birebir, saf bir gerçeklikten ziyade romantik bir lens ile bakılan duygusal ahenkin daha ortaya çıkarıldığı bir gerçeklik gözlüğünün olduğunun altını çizmek gerekli. Sinematografik olarak ise film senaryo anlamında vaadettiği anlatıyı karakter odaklı ama yeri geldiğinde mekanlara hem eleştirel hem de senaryoyu destekleyici olarak da dikkat çeken bir çekim ile görsele de yansıtmayı başarmış.

Filmin önemli ana unsurlarından olan Christine ve Robert’in ilişkisi ya da evliliği, dış faktörler ve yan karakterlerin çoğu tarafından muhakkak korunması gereken bir durum olarak ön plana çıkıyor. Fransız toplumunda (aynı zamanda çoğu toplumda) ve burjuvasinde bulunan evliliğin manevi olarak değil ancak formal olarak ortadan kaldırılmasının büyük bir tehlike olarak görülmesi filmde merkezi temayı ya da “oyunu” teşkil ediyor. Robert’in metresi Geneive ilişkilerinin durumundan memnun olmayınca Robert evliliğine zarar geleceğini hissettiğinden kendisini artık sevmediğini söyleyerek durumu kurtarıyor. Fakat Andre, Geneive’dan daha ileri giderek Christine ile yeni bir ilişki ya da evlenme yolunda adımlar attığında aslında içinde bulundukları ilişkiden ya da oyundan çok memnun olmayan birçok karakter bunun gerçekleşmemesi için elinden gelen her şeyi yapıyor. En başında Andre’yi bu ilişkisinde destekleyen Octave bile bu durumun “oyun”a ciddi zarar verebileceğini anlayınca fikrini değiştirip şanssız bir kaza süsü vererek Andre’yi öldürtüp adeta arkadaşına fiili bir şekilde hezeyanda bulunuyor: Maalesef oyunun kuralları böyle Andre...



799 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page