Jerzy Skolimowski yönetmenliğindeki EO, başrolünde bir eşeğin oluşuyla 2022 Filmekimi’ndeki en ilgi çekici filmlerden biriydi. Pek çok kişi tarafından 1966 yapımı “Au Hasard Balthazar”ın modern bir uyarlaması olarak görülen film yine benzer şekilde insanın, insanlığın farklı yönlerini beyaz perdeye taşıyor.
Film, bir eşeğin oradan oraya savruluşunu konu alıyor. Kaderini belirleyen şey tesadüfler, karşılaştığı insanlar ve bir anda değişen olaylar. Ana karakterimiz o olsa da bir gözlemciden ileri geçtiğini görmüyoruz film boyunca. Bu gözlemci-karakter kullanımı izleyiciye de farklı bir deneyim yaşatıyor.
Melankolik ve güzel gözlü karakterimiz bir sirkte çalışırken, hayvan hakları savunucuları tarafından onu çok seven sahibinin şefkatli kollarından alınıp kendini sokaklarda buluyor önce. Sonra da ondan yana esen her rüzgara kapılıp sürükleniyor. Güçlü ve güzel atlarla dolu bir ahırda, bir futbol maçının ortasında, bir tilki çiftliğinde ve bunlar gibi birbirinden farklı ve tuhaf yerlerde buluyor kendini. İyi ve kötü insanlarla kesişiyor yolu. Eşeğin bütün sevimliliğine ve yaşadıklarına aldırmadan bir şekilde yoluna devam edişiyle film, çoğu zaman iyimser bir eksende dolaşsa da aslında insanlığın ne kadar korkunç bir şeye dönüştüğünü çırılçıplak gözler önüne seriyor.
Kimi sahnesi fazla şiddetli, kimi sahnesi de duygusal olarak fazla yorucuydu. Kötülüğün güzel bir tasviriydi aslında film ve umut verici bir şekilde ilerlemeyişiyle oldukça gerçekti. Yine de senaryonun sürekli aynı şiddette, fazla yükselmeden ilerleyişi ve birkaç olaydan sonra kendini çok tekrar ederek sıkıcı bir hale gelmesi izleyiciyi filmden bir parça uzaklaştırıyordu. Deneyselliğin ön planda olduğu filmde farklı filtre ve ışık kullanımları filmin başlangıcında oldukça ilgi çekici olsa da ilerleyen sahnelerde monoton bir hal alıp yine izleyeni filmden koparıyor. Acımasızlığı açıkça göz önüne serse de anlatısını çok da başarılı kurabilmiş bir film değil.
Comments